28 Nisan 2011 Perşembe

zamanın tam olarak neresinde oturduğumu bilmiyorum ama kucağındaymışım gibi bi his var içimde ve artık ayıp oluyor.

25 Nisan 2011 Pazartesi

sorumluluk duygusuyla merhabalaştığımızda 16 yaşındaydım zaten hayat benim için o eyvallahtan sonra başladı. Gözümü açtığımdan beri kıskandığım ablam bir üst geçitde elimi sıktığında terini avucumda hissettiğimde bekaretimi kaybettim ben. İlkler unutulmaz ya hayatımda ilk defa birinin bana ihtiyacı olduğunu hissettiğim an. Ben bunu zaten biliyorum duygusu insana ilk sigarasını içtiğinde sızar ince ince. Ben bunu zaten biliyorum...sen bi bok bilmiyorsun işte HALA KORKUYORSUN

24 Nisan 2011 Pazar

seninle birlikte gidebilrsem eğer unutamayacağım şehirler olacak
seninle birlikte dinlersem eğer unutamayacağım şarkılar olacak

dili daima

dili daima türkçe bir duygu yaşıyorsanız ve arada kulağa hoş, görkemli bir o kadar şükela gelen kelimeler duyuyorsanız bildiğiniz dili aslında çok iyi konuşamadığınızı farkedebilirsiniz. Bir TDK halinde yüzünüze vuran bir nefes değil yazıyla geliyorsa hafıza yollarınıza dadından yenmez. Eskiden annem sadece böyle olduğu için korkardı benim düşüncelerimden, ben çok mutluydum esasında ama annem her konuştuğumda benim yaşımı tekrar hatırlardı. Şimdi annemin ne demek istediğini o kadar iyi anlıyorum ki. Dilim daima türkçe ama çok şükela sözler okuyorum duyuyorum duydukça insanların yaşlarını hatırlıyorum, acı fragmanlarını izledikçe festivallik filmleri hiç sürrealist bulmuyorum. Zaten işin acı kısmı orada başlıyor "sanat" diye başlayan herşey çok öznel kalıyor siz birşey anlatıyorsunuz, birşey yazıyorsunuz, birşey söylüyorsunuz, birşey çiziyorsunuz ama "o" sadece bildiğini anlıyor. ondandır ki; Dili daima türkçe bir hayal kuruyorum ama SANAT ESERİNE dönüşecek diye çok korkuyorum.