30 Aralık 2011 Cuma

kombili

  Ama artık ben çok yoruldum  cemil, sana bütün hayatımı anlatmak istiyorum nerde çıkamadıysam orda oturalım bir bir gezdiriyim iki oda bi salon kombili hayatımı  istiyorum. Biliyorum sende kimlerin yanından kaçıp geliyosun benim yanıma sende haklısın cemil saat 19.19 benimi düşünüyosun ha ne diyordum biliyorum seninki de hayat değil ama ben çok fazla hesap yapmaya başladım cemil kafam hiç basmaz benim matematiğe.Sana kızamıyorum ben cemil sen benim için iktidar gibisin ben yürüyen merdivene tersten binen kemal kılıçdaroğlu. Sen çok güçlüsün cemil ben sana çok aşığım ama ben de yağmur yağdırıyorum. 
Ben artık büyüdüm çok fazla takmıyorum süperkahramanların tayt üzerine don giymesine olabilir yani herkesin bir tarzı var cemil. 

24 Eylül 2011 Cumartesi

ben aşık oldum

Yavaş yavaş kana karışırmış, kanın sırılsıklam olana kadar kıpkırmızı kesilirmiş nefesin. Embesil bi masal kahramanı oluverirsin klişe değil ama her aşık olan aynı geyiği yapcak diye bi kural yok biliyorum, öyle oluyor ama şey oluyosun mesela vardı ya güliver dev... o olmuşsun mesela dalıyosun ormana ne şeklinden eser kalmış ne havandan küçücük oluyosun bir anda giriyorum lilliput a bodoslama hah orası işte benm aşık olduğum yer. Küçülüveriyorum. Mahalle maçında sırtına havlu konan o grubun aptisi oluveriyorum. Lilliput u çok seviyorum   ama orda çok küçülüyorum.  Eğer hiç dev olmamış olsaydım doğsaydım lillliput da bir şekerci dükkanı açardım. Cücelere falan şeker satardım dükkana girerken galoş giyerlerdi mosmor ohh kafa da tertemiz. Sonra onu da aldırırdım yanıma işleri düzeltince bembeyaz bi evimiz olurdu sigarayı da bırakırdım çocuk falan yapardım cücelerle takılırdı büyür giderdi. Ne güliverdim ben be lilliputun en gözde yerine de şube açardım işleri de büyütrdüm evimin balkonunu boyardım durmadan rengini değiştirirdik benm çocuk hevesli olurdu tabi boya falan anasının kızı tabi parmak boya yapardık balkona salona dokundurtmazdım titizdim çünkü boru değil güliverdim ben. Benim kızın dişleri de çürürdü olsundu babası sağlıkçıydı en nihayetinde. Malı nerden alcam ama aklım da hep işlerde hala şekerci dükkanı ciddiyet isteyen de bir iş olurdu kesindi. 
öyle işte ben aşık oldum lilliputta.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

bazen kurduğum hayaller bir insan olup karşıma geçip benimle konuşabiliyor ve ben hala inanıyorum onlara. Para etcek somut tek yanımın hayallerim olduğunu bilmeme rağmen onları satamıyorum. Çünkü diyorum ya bazen insan oluyorlar, ismi ruhi değil godot değil ama varlar.

Ve bazen kafka nın ben öldükten sonra yakın onları demesini o kadar iyi anlıyorum ki ve bunu anlamak için bir trene binmeye yolculuk yapmaya gerek yokmuş ama adettendir ben yine otobüs camında ayılcam

29 Temmuz 2011 Cuma

çünkü inanıyorum, ilk defa hemde bu kadar çok. çünkü şimdi gidemem başlamadı bile hergün çoğalıyor normale dönmedi bile çünkü aklım almıyor mutluyum şanssızım biliyorum ama bu sefer değil çünkü çok şarkı biliyorum beynimde dolaşıyor hepsi onu anlatıyor. çünkü gidemem biliyorum sorumluluklarım var ama bu sefer değil. çünkü yazamıyorum ama bıraksan anlatıcam sıkıldım artık ona sığınmandan çünkü. bana yalan söylemeyi bile sen öğrettin ama bu sefer söylemeycem biliyorum zor ama sen zorlaştırıyorsun bu sefer değil bu sefer seviyorum

25 Temmuz 2011 Pazartesi

ben esasında insanların gözlerinden korkmam gözdür en nihayetinde bakarsa " ne bakıyon" gibi çirkin konuşmalarla asabiyetimi belirtirim. Ama beni çok fazla dinlendiren hiç konuşmadan eblek eblek izleyebileceğim bir çift göz var. Diyeceksin ki sevgili blog e ablacım niye korkuyosun o zaman efendi gibi bak huzuru bul alkışı duy. öyle de olmuyor sevgili blog içimde bir ünzile diyor ki; kübra diyor giderse napcaksın diyor, içimdeki ünzile bu aralar çok konuşuyor

19 Temmuz 2011 Salı

her kelime bir insan gibi gelmeye başladı artık, kafamı yorgun hissediyorum HİÇKİMSEYE HİÇBİRŞEY AÇIKLAMAK İSTEMİYORUM

7 Temmuz 2011 Perşembe

"değişen ben değilim dönüşen zaman"

plancı değildim hayal kurardım ve bunu severek yapardım, bu benm içinn güne montaj gibiydi. Bir saat içinde çocuk doğurabilir milyonlarca insana aynı şarkıyı spot ışıkları altından söyletebilir ve eğer aynı yaşta olsaydık leonard cohenin o şarkıları yazdığı kadın olabilirdim. Hala hayallerim var ama destek vermek istiyorum artık leonard cohenin bana şarkı yazmadığını biliyorum ve farkındayım artık o kadar insanın karşısında avuçlarım terler mikrofon düşer elimden. hayallerime bile kota koyabilmek bana ilahi bir enseye tokat aferin büyüdün hali yaşatmıyor.Herşeyi düşüncek kadar büyüdüğüme de inanmıyorum zırhım olan ABLA halim artık bana işliyor sanki.

25 Haziran 2011 Cumartesi


sen varsan var, yersen kilo alırsın, içersen kafan bulanır, sigara zaten sağlığa zararlıdır uzaklık her zaman iyi gelir, kadınsan kaybetmekten korkarsın, erkeksen kazanmak için uğraşırsın gerisi zaten gelir, makarna da eşek yükü kalori vardır, anneler hep evhamlıdır, dur dersen durulmaz, kalmak herzaman kolay değildir, bazı müzikler canı yakar, gece saatinnde banyo yapılmaz, hayat an gibidir, soğutucular her zaman işe yaramaz, erkekten arkadaş olmaz, emek soyut bir kavramdır, gözyaşı tuzludur, ağlamk her zaman havalı değildir, düşünceleri tutamazsın, şüphe kanser gibidir, kültablası günlük boşaltılmalıdır, tek kişilik hayaller dizilerde ki iyi karakterler kadar sıkıcıdır, sibel can diyetleri bi işe yaramaz, ve
ALT ALTA YAZILAN HERŞEY ŞİİR DEĞİLDİR

7 Haziran 2011 Salı

ÖZNEL:2

belki birgün, bugun yağmur yağmayacak dediğimde yağmaz, sigara yakınca otobüs gelmez, ince giyinince hava çok güzel olur, düşündüklerim doğru çıkar."DÜŞÜNDÜKLERİM DOĞRU ÇIKAR" o zaman erol evginin şarkılarını dinler, oturur adam akıllı hayal kurarım. hazır hayal kurmuşken...
hayal kurmak çok tehlikeli benim için sanırım çünkü ben bokunu çıkartıyorum, sonra kendime vaadler de bulunuyorum. AMA GERÇEĞİ BİLİYORUM MESELA AŞK; DANIŞIKLI DÖVÜŞ BAŞI BELLİ SONU BELLİ ama deli gibi yaşamak istiyorum o kadar farkındayım ki olacak herşeyin, o kadar iyi biliyorum ki yaşayacağım her her aşamanın. Bir kelebek etkisi işte polen laneti hiç istemediği yerlere bırakıyor aklın zaten hep 12den sonra çalışıyor sonra hep DÜŞÜNDÜKLERİM DOĞRU ÇIKARsa korkusu. Ben bu akşam kendime söz veriyorum ama artık hayal kurmayacağım zaten bir boka yaramıyor aklımla girdiğim ensest ilişki!

3 Haziran 2011 Cuma

sevgili çıkmazım

bugün su bardağının içine mürekkep damlatıp "çok güzel lan" veya "enee ne güzel dağılıyor" veya "aynı arınmış bir ruh'a benziyor" şeklinde hayret edeceğim. Daha sonra da çay kaşığıyla puding yemeyi planlıyorum. Dur bakalım belki malzeme çıkar kendimi önemserim bu arada annem bana zorla beni unut diye bir dizi izletiyor ali diye bi eleman var dizi de herkesi hamile bırakmış, annemle doğum kontrol yöntemleri hakkında bir konuşmaya sürüklenebiliriz.

1 Haziran 2011 Çarşamba

bu bir ilk denize sen gir sendromu, biliyorum su soğuk ayağımın ucuyla dokundum ama havluyu attım üstümden kıyıya geldim o denize gircem çünkü etrafım kalabalık herkes anladı denize girmeye çalıştığımı ama su soğuk girince alışırım ama su soğuk zaten parmağımın ucunu değdirdim ayağımda hep kum oldu ıslandı ayağım sirkelesem kumu elime yapışcak. Havluyu attım suya girdim ama su soğuk ben nasıl su çok güzel gelsene diyim su soğuk.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

şimdi;

Denize yakın bir yerde olabilirdim, dalga sert vurunca ayaklarım ıslancak diye korkmazdım. Kuş falan olurdu kesin etrafta, sinek sesi de olabilir. Üstüme hırka aldırtcak kadar rüzgar, rakı kokusu zaten az ilerde mangal yakan insanlar olurdu. Sigara yanmış su gibi kokardı zaten hava 1 saate kararırdı güneşi batarken görebilrdim, o balıkların sırtına güneş vururdu denize sim dökmüşler gibi olurdu. Belki allah yukardan melekleri rendelerdi su gibi aşağı düşerlerdi melekler yanımda o adam olurdu, hayret ederdik onunla birlikte ilk defa rendelenmiş melek görüyorduk çünkü napcaktık başka. Zaten biz güneş batınca kesin o yakamozdaki balıkları yemeye giderdik, bizde insanız sonuçta. Rakı içerdik zaten severiz biz içmeyi, telefonumuz olmazdı yanımızda zaten uzağımızda duymak istediğimiz bir ses olmazdı. Kesin bi yerde tekne görürdük sağ salim park etmiş çakır olmuşuzdur çünkü biz gizli gizli öpüşürdük teknenin arkasında. Şarkı söylerdik alkış tutcak kimse yoktur diye utanırız çünkü biz. Şeyi söylerdik günebakanı üşürdük biraz ama delikanlılığa bok sürdürmezdik öyleyiz çünkü. Zatten ısınırdı birazdan hava bizi zaten merak eden kimse olmazdı kesin, bilirlerdi de zaten keyfimiz yerindeydi. Uyumazdık ki ayılırdık bile deniz kokusu gelirdi çünkü iyiki yanımıza şarap almışızdır kadehimiz yok iyiki. Verirdik teknenin burnuna sırtımızı bi biz koklardık denizle şarabı. Zaten o şaraptan büyük yudum alırdı kesin ben kadınım hanfendiliğimi bozmazdım. Şarabımız bitince üzülmezdik ki zaten sırtımız acımıştır kesin, kuma yırttığımız koliyi sererdik balık yediğimiz yerden almışızdır çünkü biz vay anasını her şeyi düşürdük biz. Yatardık kolinin üstüne dar gelirdi ama ben zaten bana sıkı sarılsın diye hep dar yerlerde uyumak isterdim onunla. Gözyüzü de aydınlık olurdu rontcu güneş buldu tabi ekşını aşkı çekip perdeyi arkadan izlerdi bizi kesin. Zaten bize hafif ışık olurdu iyi olurdu yine vay anasınıydı yüzünü görebilirdim o uyurken. Dayanamaz açardı perdesini kesin rontcu güneş ışık vururdu yüzümüze kesin makyajım akardı benim bizde onu görünce giderdik napcaz zaten o saatten sonra delimiyiz biz. Gider evimize perdeyi kapatır sevişir uyurduk.

15 Mayıs 2011 Pazar

uzun zamandır;

-kendimi ifade edemiyorum
-duygularımı kontrol edemiyorum
-sürekli kendimi açıklama yaparken buluyorum
-çok fazla tom waits dinliyorum
-çok sigara içiyorum
-çok "hayır öyle demek istemedim" diyorum
-çabuk sıkılıyorum
-tek atımlık hayal kuruyorum
-rüya tabiri denemesi yapıyorum
-çabuk sinirlenip çok özürdiliyorum
-hergün hayalkırıklığına uğruyorum
-azalıyorum
-düşünmek istemiyorum onu da yapamıyorum
-evren sana kafam girsin diyerek güneşi tersten selamlıyorum

ve

ALT ALTA YAZILAN HERŞEY ŞİİR DEĞİLDİR

14 Mayıs 2011 Cumartesi

benim adım cemil

güven çok araf duygu, net olmayan herşeyi naylon ilan eden ben hayatımda ilk defa inandığım gördüğüm değil hissettiğim birşeyi deli gibi savunuyorum, güveniyorum. Günlük hayaller kuruyorum, bu kadar kısa zamanda kendimi nasıl kahraman ilan edip tutup belinden uçtum onu da bilmiyorum. Bugun dedim ki kendime kızım kübra dedim öyle derim benim adım kübra çünkü sen şimdi çok beylik konuşuyorsun legal olann her duygunun içine şizofrenik bi vaka karıştırıyorsun. Az önce tartıştık iç sesimle bi sigara yaktım sakinleştim adam akıllı dinledim. haklı çocuk diyor ki aslında içtiğin şey çamaşır suyu değil o eritmiyor içini sen o çok istediğin adamı gördün diyor ben anlatıyordum sağda solda arkadaşlarla konuşuyorduk onu diyor.

Ben o adamı 1 ekim saat 10 sularında bir ekran arkasından gördüm, güzel gülen her insana yavşamam ona da öyle oldu. Sonra bir müzik açtı, bir şarap içti, bana birşey anlattı, biri ona onu anlattı o utandı, ona biri bişey söyledi çok onurlu davrandı, kediyi severken elime dokundu, ben giderken camda gördüm, asansörde gözüne baktım, sorumluluk aldı, inançları vardı, ilk gözü gülüyordu, elleri çok güzeldi, hayırları yoktu benceleri vardı, canım acıdı demezdi, bana bi dokundu ,bana bir dokundu, bana bir dokundu.

ben şarap sevmem içeni de sevmem kafası bulanık insan içer ben sarhoş da olmam zaten iki şişe şarabı sevdim o adamla. Elleri de büyük onu dedim ama yüzüm kadar ufak kalıyorum yanında zaten kocaman adam. Ben sahiplenilmeyi sevmem onu da dedim mi, ama o çok güzel sahiplenir bi gitse otobuse binemezsin numarayı bulamazsın ki olmaz çünkü o sahiplenir, kışın yataktan çıkmak nasıl koyarsa insana öyle koyar daha bile fazla koyar giderse. ben şarap sevmem ama güzel konuşur insan şarap içince aklıselim. Şeyi dedim mi ben çok şarap içmedim aslında ona benim ol derken o çok içtim sandı aslında. Sabahları güzel sarılır o sıkı sarılır insana kışın yatakta gibi olursun güzeldir, şeyi söyledim mi gülünce çok güzel gözüküyor, zaten öyle mal etti beni de. Arkadaş toplantısında içtiğim ilk tekilam gibi o benim muhabbet arasında yediğim limon tuz, shot havaya limonsuz sulandırmadan tadı genzimde. bunu da demedi demeyin

1 Mayıs 2011 Pazar

birsürü sıkıntı bana resmen cilve yaptı ve bende hakem düdüğü çalana kadar top döndürdüm. O kadar problem arasında, o kadar canlı varken o masa üzerideki cansız nesleri devirip bağırıp çağırabilirdim lakin dizi klişelerini daha bi sevdiğim için içimdeki heidi ile birlite sigara içmeye tepedeki çimenliğe gittik. Ama "içtiği sigara değil cigara başka". "Sen doğru olanı yaptın" bazen bir arkadaş ağzından o kaybetti kelimesini duymak kadar acı. Tabiki ben doğru olanı yaptım, ruhumu kanırttım be hey.

28 Nisan 2011 Perşembe

zamanın tam olarak neresinde oturduğumu bilmiyorum ama kucağındaymışım gibi bi his var içimde ve artık ayıp oluyor.

25 Nisan 2011 Pazartesi

sorumluluk duygusuyla merhabalaştığımızda 16 yaşındaydım zaten hayat benim için o eyvallahtan sonra başladı. Gözümü açtığımdan beri kıskandığım ablam bir üst geçitde elimi sıktığında terini avucumda hissettiğimde bekaretimi kaybettim ben. İlkler unutulmaz ya hayatımda ilk defa birinin bana ihtiyacı olduğunu hissettiğim an. Ben bunu zaten biliyorum duygusu insana ilk sigarasını içtiğinde sızar ince ince. Ben bunu zaten biliyorum...sen bi bok bilmiyorsun işte HALA KORKUYORSUN

24 Nisan 2011 Pazar

seninle birlikte gidebilrsem eğer unutamayacağım şehirler olacak
seninle birlikte dinlersem eğer unutamayacağım şarkılar olacak

dili daima

dili daima türkçe bir duygu yaşıyorsanız ve arada kulağa hoş, görkemli bir o kadar şükela gelen kelimeler duyuyorsanız bildiğiniz dili aslında çok iyi konuşamadığınızı farkedebilirsiniz. Bir TDK halinde yüzünüze vuran bir nefes değil yazıyla geliyorsa hafıza yollarınıza dadından yenmez. Eskiden annem sadece böyle olduğu için korkardı benim düşüncelerimden, ben çok mutluydum esasında ama annem her konuştuğumda benim yaşımı tekrar hatırlardı. Şimdi annemin ne demek istediğini o kadar iyi anlıyorum ki. Dilim daima türkçe ama çok şükela sözler okuyorum duyuyorum duydukça insanların yaşlarını hatırlıyorum, acı fragmanlarını izledikçe festivallik filmleri hiç sürrealist bulmuyorum. Zaten işin acı kısmı orada başlıyor "sanat" diye başlayan herşey çok öznel kalıyor siz birşey anlatıyorsunuz, birşey yazıyorsunuz, birşey söylüyorsunuz, birşey çiziyorsunuz ama "o" sadece bildiğini anlıyor. ondandır ki; Dili daima türkçe bir hayal kuruyorum ama SANAT ESERİNE dönüşecek diye çok korkuyorum.

20 Şubat 2011 Pazar

acıma sahip çıkıyorum da...

kimse benim korkularımı sormuyor, hangi rengi sevdiğimi, hangi şarkıda mutlu olduğumu, hangi yemeği sevdiğimi. ACIMA SAHİP ÇIKIYORUM ama kimse benim neden yağmur düşüremediğimi sormuyor ben acıma sahip çıkıyorum ama kimse neden demiyor. Benim adım benim mesleğim benim param benim mevkim benim çevrem ben acıma sahip çıkıyorum ama bir boka yaramıyor.

14 Şubat 2011 Pazartesi

iddia ediyorum korkmaya başlayacaksınız bir süre sonra, bir güç hissedeceksiniz ensenizde ve yemin etmek zorunda hissedeceksiniz ama Dünya sizinle konuşurken bi ayağı havada olacak. Cehalet mutluluktur dediğinizde elinizde bi içki olacak ayılcaksınız ama iş işten geçmiş olcak. Çok beylik laflar ettiğinizi otobüs camında farketceksiniz klip tadında boş sokak yürüyüşleri de sizi esrarengiz yapmayacak. Nasihat verebilecek kadar yaşamadınız ama yırta yırta kolunuzu kaşıyacaksınız daha gülme numarası yaparken yaşadığınız o sol övgüyü duyacaksınız iç sesinizden. Sonra yazmaya başlayacaksınız beğenilme kaygısıyla acınızı bile süslemek zorunda kalacksınız. İnsanlar okusun üzülsünler isteyeceksiniz, öyle de olacak bi kaç kişi acınıza alkış tutacak belki. Ama siz öyle çok da şey yapmayacaksınız yine aklıselim yine acısı içinde üstelik mütevazi. Paranomik sapımlar, illegal renkler, uccuz romanlarrınız olcaak bunlar sizi bir süre idare edecek sonra tabi ki ekmeğini yiyecksiniz bu acıların. dalga geçmeye başlayacaksınız inkar etceksiniz yaşadığınız herşeyi. PARAVAN BİR ŞİRKET KURCAKSINIZ SONRA ORDA AKLAYACAKSINIZ BÜTÜN SERMAYENİZİ, PARAVAAN HAYALLERİNİZ OLACAK sonra ne olcak?

GÖTÜNÜZ KALKACAK


8 Şubat 2011 Salı

DENİZE BİLE



Bir adım öteye geçemiyorum, "nasılsa bitcek" geçmişim hala bitmiyor. Ben alay ettikçe sevimli durmuyor siyahı hiçbir renk kapatmıyor. Son zamanlarda mutsuzluğun ve ağlamanın bir lüx olduğunu farkettim ve benim öyle bir şansım yok(muş). Tanrının çizdiği kaderi bile yaşayamıyormuşum gibi hissediyorum. Beklentilerim bu kadar az olduğu halde nasıl bu kadar mutsuz oluyorum. Yanlızlıktan nasıl bu kadar çok korkarım anlamıyorum
BİR ADIM ÖTEYE GEÇEMİYORUM

HAYATIMDA BİR RÜZGAR BİR FIRTINA YARATIP ÇİZMEK İSTİYORUM KARAKALEM. HİÇBİR KÜTLEYE BAĞLI OLMAYAN DENİZE BİLE İNSANLARA GÜVENMEK HİÇ SEVMEDİĞİM BİRİNE YAPMACIK DAVRANABİLMEK, SİNİRLİ ESKİSİ GİBİ BEN OLMAK İSTİYORUM
İNANÇLARIM GERİ GELSİN, TUTKULARIM, KAVGALARIM, BİLMEDEN SAVUNDUĞUM HERŞEY GERİ GELSİN
BİR ADIM ÖTEYE GİDEMİYORUM